Mehmet Akif Ersoy Şiirleri-Gölgeler / Leylâ
“Barındırmaz mısın koynunda; ey toprak?” derim, “yer pek”,
Döner, imdâdı gökten beklerim, heyhât, “gök yüksek”. *
Bunaldım kendi kendimden, zamân ıssız, mekân ıssız;
Ne vahşetlerde bir yoldaş, ne zulmetlerde tek yıldız!
Cihet yok: Sermedî bir seddi var karşında yeldânın;
Düşer, hüsrâna, kalkar, ye’se çarpar serserî alnın!
Ocaksız vâhalar, çöller; sağır vâdîler, enginler;
Aran: Beynin döner boşlukta; haykır: Ses veren cinler!
Şu vîran kubbe, yıllardır, sadâdan dûr, ışıktan dûr;
İlâhî, yok mu âfâkında bir ferdâya benzer nûr?
Ne bitmez bir geceymiş? Nerden etmiş Şark’ı istîlâ?
Değil canlar, cihanlar göçtü hilkatten, bunun, hâlâ,
Ezer kâbûsu, üç yüz elli, dört yüz milyon îmânı;
Boğar girdâbı her devrinde milyarlarca sâmânı!
Asırlardır ki, İslâm’ın bu her gün çiğnenen yurdu,
Asırlar geçti, hâlâ bekliyor ferdâ-yı mev’ûdu!
O ferdâ, istemem, hiç doğmasın “ferdâ-yı mahşer”se…
Hayır, kudretli bir varlıkla mü’minler mübeşşerse ;
Bu kat kat perdeler, bilmem, neden sıyrılmasın artık?
Niçin serpilmesin, hâlâ ufuklardan bir aydınlık?
O “aydınlık” ki, sönmek bilmeyen ümmîd-i işrâkı,
“Vücûdundan peşîman, ölmek ister” sandığın Şark’ı,
Füsünkâr iltimâ’âtiyle döndürmüş de şeydâya;
Sürükler, bunca yıllardır, o sevdâdan bu sevdâya.
Hayır! Şark’ın, o hodgâm olmayan Mecnûn-i nâ-kâmın ,
Bütün dünyâda bir Leylâ’sı var: Âtîsi İslâm’ın.
Nasıldır mâsivâ, bilmez; onun fânîsidir ancak;
Bugün, yâdiyle müstağrak; yarın, yâdında müstağrak!
Gel ey Leylâ, gel ey candan yakın cânan, uzaklaşma!
Senin derdinle canlardan geçen Mecnûn’la uğraşma!
Düşün: Bîçârenin en kahraman, en gürbüz evlâdı,
Kimin uğrunda kurbandır ki, doğrandıkça doğrandı?
Şu yüz binlerce sönmüş yurda yangınlar veren kimdi?
Şu milyonlarca öksüz, dul kimin boynundadır şimdi?
Kimin boynundadır serden geçip berdâr olan canlar?
Kimin uğrundadır, Leylâ, o makteller, o zindanlar?
Helâl olsun o kurbanlar, o kanlar, tek sen ey Leylâ,
Görün bir kerrecik, ye’s etmeden Mecnûn’u istîlâ.
Niçin hilkat zemîninden henüz yüksekte pervâzın?
Şu topraklarda, şâyed, yoksa hiç imkân-ı i’zâzın ,
Şafaklar ferş-i râhın, fecr-i sâdıklar çerâğındır;
Hilâlim, göklerin kalbinde yer tutmuş, otâğındır;
Ezanlar nevbetindir: İnletir eb’âdı haşyetten;
Cihâzındır alemler, kubbeler, inmiş meşiyyetten;
Cemâ’atler kölendir. Kâ’be’ler haclen… Gel ey Leylâ,
Gel ey candan yakın cânan ki gâiblerdesin, hâlâ!
Bu nâzın elverir, Leylâ, in artık in ki bâlâdan,
Müebbed bir bahâr insin şu yanmış yurda Mevlâ’dan.
Ankara – Nisan 1338 (1922)
* Muztar kaldığımız anlarda mürâca’at ettiğimiz bir meselimiz vardır: Yer pek, gök yüksek.
Mehmet Akif Ersoy’un Tüm Şiirleri
Safahat
- Fâtih Camii
- Hasta
- Tevhîd Yâhud Feryâd
- Durmayalım
- Küfe
- Hasır
- Geçinme Belâsı
- Meyhâne
- Mezarlık
- Bana sor sevgili kâri
- Bayram
- Hasbihâl
- Selmâ
- Merhum İbrâhim Bey
- Azim
- Seyfi Baba
- İnsan
- Kör Neyzen
- Acem Şâhı
- İstibdâd
- Hürriyet
- Kocakarı İle Ömer
- Ezanlar
- Cânan Yurdu
- Bir Mersiye
- Dirvâs
- Mahalle Kahvesi
- Köse İmam
- Nazım Parçaları – Ressam Haklı!
- Nazım Parçaları – Bir Mezar Taşına Yazılmış İdi
- Nazım Parçaları – Bir Resmin Arkasına Yazılmış İdi
- Nazım Parçaları – Şâir Huzûrunda Münekkid
- Nazım Parçaları – Bu Da Bir Mezar Taşı İçin Yazılmış İdi
- Nazım Parçaları – Gül, Bülbül
- Nazım Parçaları – Tercümedir
- Nazım Parçaları – Tercümedir
- Nazım Parçaları – Hüsrân-ı Mübîn
- Nazım Parçaları – Âhiret Yolu
- Nazım Parçaları – İstiğrâk
- Nazım Parçaları – Âmin Alayı
- Nazım Parçaları – Hasbihâl
- Nazım Parçaları – Bebek Yâhud Hakk-ı Karâr
- Nazım Parçaları – Yemişçi İhtiyar
- Nazım Parçaları – İ’tirâf
Süleymaniye Kürsüsünde
Hakkın Sesleri
- Âyet Meâli (Âl-i İmrân, 26)
- Âyet Meâli (Neml, 52)
- Hadîs Tercümesi
- Âyet Meâli (Yûsuf, 87)
- Âyet Meâli (A’râf, 155)
- Âyet Meâli (Zümer, 9)
- Âyet Meâli (Âl-i İmrân, 110)
- Âyet Meâli (Bakara, 11-12)
- Âyet Meâli (Rûm, 50)
- Pek Hazin Bir Mevlid Gecesi
Fatih Kürsüsünde
Hatıralar
- Hâtıralar
- Uyan!
- Âyet Meâli (Âl-i İmrân, 102)
- Hadîs Meâl-i Celîli
- Âyet Meâli (İsrâ, 72)
- Hadîs Meâl-i Celîli
- Âyet Meâli (Âl-i İmrân, 173)
- El-Uksur’da *
- Berlin Hâtıraları
- Necid Çöllerinden Medîne’ye
Âsım
Gölgeler
- Hüsran
- Şark
- Alınlar Terlemeli
- Umar Mıydın?
- Mehmed Ali’ye
- Âyet Meâli (Enfâl, 46)
- Âyet Meâli (Hicr, 56)
- Âyet Meâli (Âl-i İmrân, 159)
- Süleyman Nazîf’e
- Bülbül
- Leylâ
- Fir’avun İle Yüz Yüze
- Şehidler Âbidesi için
- Vahdet
- Gece
- Hicran
- Secde
- Hüsâm Efendi Hoca
- Kıt’alar – Kıssadan Hisse
- Resmim için
- Resmim için
- Tebrik
- Tebrik
- Safahat için
- Resmim için
- Sa’dî’den Tercüme
- Mevlid-İ Nebî
- Çocuklara
- Bir Arîza *
- Bir Gece
- Ne Eser Ne De Semer
- Derviş Ahmed *
- Said Paşa İmâmı *
- Yine Kıt’alar – Resim İçin
- Nefs-i Nefîs
- Yaş Altmış!
- Nevruz’a
- Nerdesin?
- Tek Hakîkat
- Hayat Arkadaşıma
- San’atkâr
Diğer Şiirleri