Sabahattin Ali Hikayeleri-Cankurtaran
Asiye’nin sancıları ikindi vakti başladı, düveni bırakıp hemen eve döndü. İbrahim akşam karanlığında harmandan gelip öküzleri dama koyarken, evin önünde bir sürü...
Sabahattin Ali Hikayeleri-Bir Aşk Masalı
Bir zamanlar bir kadın hükümdar tarafından idare edilen bir memleket varmış. Halk burada melikesinden son derece memnunmuş. Çünkü bu genç...
Sabahattin Ali Hikayeleri-Yeni Dünya
Bu civarda kendilerine -Aptal- denilen Türkmenlerden iki davulcu, bembeyaz ve uzun şalvarlarını uçurup davullarını havada savurarak, toprak damlardan birinin üzerinde oynuyordu....
Sabahattin Ali Hikayeleri-Bir Konferans
Büyük şehirlerimizden birine yakın bir köyde yeni bir yatılı okul açılıyordu. Açış törenine maarif müdürü, müfettişler, şehrin mühimce adamları ve -köycü-ler,...
Sabahattin Ali Hikayeleri-Bir Mesleğin Başlangıcı
Gece yarısından iki saat kadar sonra trenimiz Sıvas’a geldi. Ankara ile Kayseri arasında bizi adamakıllı bunaltan sıcağa mukabil Sıvas’a yaklaştıkça...
Sabahattin Ali Hikayeleri-Selam
Yatağın içinde dönerek güneşin yüzüme vurmayacağı bir köşeye kaçtım. Faydasız! Birkaç dakika sonra keskin bir ışık beni olduğum yerde buluyor ve yüzümü,...
Sabahattin Ali Hikayeleri-Isıtmak İçin
Konya’da Küllükbaşı dedikleri bir çöplüğün civarında, bir Ermeni kadının evinde oturuyordum. -Mobilyalı- ismi altında kiraya verilen odamda eşya namına bir siyah...
Sabahattin Ali Hikayeleri-Uyku
İki arkadaş Yıldızeli’nden Sıvas’a gitmek için şosenin kenarında otomobil bekliyorduk. Akşam olmaya başlamıştı. Akıllının biri, gece yarısı gelen treni beklemektense sık sık...
Sabahattin Ali Hikayeleri-Ayran
Köyden istasyona giden yol, eriyen karlarla diz boyu çamurdu. İki mızrak boyu yükselen güneş, tarlaları hala örten karların üzerinde pırıltılarla ve göz...
Sabahattin Ali Hikayeleri-Katil Osman
Hapishanenin dış avlusunda, Abaza Kemal’in kahve ocağının dibinde oturmuş, birbiri üstüne cıgara içiyordum. Yüksek kale duvarlarının dışından, limandan gelen sesler içime...
Sabahattin Ali Hikayeleri-Beyaz Bir Gemi
I
Ressam Tevfik Aravurgun, bir elinde sehpası, öbür elinde boya kutusu ile rıhtımda sağına soluna bakındı. Dün akşam Haliç üzerinde batmakta...
Cıvık, yağmurlu bir havada Beyoğlu’nda yürüyordum. Vakit gece yarısına yaklaşmıştı. Sokaklarda sarhoşlar, barların önünde otomobiller vardı. Birkaç saçı boyalı kadın sık sık arkalarına bakarak...