Ahmet Kabaklı Kimdir?
Ahmet Kabaklı Kimdir? Ahmet Kabaklı (d. 1924 Harput, ö. 8 Şubat 2001), Türk gazeteci ve yazardır.
Soy Bağı
Elazığ/Harput’ta doğdu. Babası Harput’taki Sara Hatun Camii’nin müezzinliğini yapan Ömer Efendi’dir. Annesi Pertekli Bölükbaşıların kızı Münire Hanım’dır. 1926 yılında babası vefat etti. 1927 doğumlu kardeşi Ömer ile birlikte annelerinin yanında yoksulluk ve zorluklarla dolu bir çocukluk dönemi geçirdi. Ahmet Kabaklı ve ailesi 7 yaşına kadar yazları Harput’un bahçelerinin bulunduğu Göllübağ’da, kışları Harput’ta oturdu. Evleri Harput’un Hanege denilen semtinde idi. 1930 yılında annesi Münire Hanım, Yakup Ülgün ile evlendi. Bu evlilikten Ahmet Kabaklı’nın ana bir kardeşleri Mehmet ve Güzide Ülgün doğdu. [1]
Hayatı
Elazığ Numune Mektebi’ni ve aynı binada açılan ortaokulu bitirdi. Elazığ Lisesi’nden mezun oldu (1944). İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu’nu ve Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirdi (1948). İlk görev yeri olan Diyarbakır Lisesi’ndeki çalışmaları ve Karacadağ adlı halkevi dergisindeki faaliyetleriyle yörede tanındı. Askerliğini Manisa’da tamamladıktan sonra Aydın Ticaret Lisesi’ne edebiyat öğretmeni olarak tayin edildi (1951).
Maarif Vekâleti tarafından gönderildiği Paris’teki bir yıllık staj sonunda Çapa Eğitim Enstitüsü’nde ve Yüksek Öğretmen Okulu’nda öğretim görevine devam etti. Bu arada Ankara Hukuk Fakültesi’ni bitirerek (1955-1960) kısa bir süre avukatlık yaptı. Emekli olduktan (1974) sonra Türk Mûsikisi Devlet Konservatuvarı’nda edebiyat dersleri verdi.
Yazı Hayatı
Yazı hayatına şiirle başlayan Ahmet Kabaklı’nın, İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu’ndaki öğrenciliği sırasında Abdülbaki Gölpınarlı’yı Yûnus Emre hakkındaki bazı görüşleri dolayısıyla eleştirdiği ilk yazısı Son Saat gazetesinde yayımlandı (20 Kasım 1946). 1947 Martından itibaren Nurettin Topçu’nun çıkardığı Hareket dergisinde “Ayın Hercümerci” başlığı altında eleştiri yazıları yazdı. Bizim Türkiye dergisinde siyasî hiciv ve tahlilleri, Hisar ve İstanbul gibi dergilerde şiir, deneme ve eleştirileri yayımlandı; bir şiiriyle Nurullah Ataç’ın dikkatini çektiyse de şiirde ısrarlı olmadı.
Tercüman gazetesinin açtığı fıkra yarışmasını kazanınca (1956) derece alan diğer iki yarışmacıyla önce münâvebeli, 1957-1961 arası aralıklı, bu tarihten sonra da sürekli olarak “Gün Işığında” başlığıyla günlük yazılar yazdı. 3 Ekim 1986’da Tercüman’dan ayrılarak kısa ömürlü bir gazete olan Yeni Haber’de yazmaya başladıysa da Şubat 1988’de eski gazetesine döndü. Kapanmasından bir süre önce Tercüman’dan ayrılıp (Mart 1991) Türkiye gazetesine geçen Kabaklı 19 Kasım 2000 tarihine kadar bu gazetede yazılar yazdı.
Edebiyat Faaliyetleri
1965-1966 yıllarında yayımlanan ve Türk Edebiyatı adını taşıyan üç ciltlik edebiyat tarihi eseri yaygın bir okuyucu kitlesine ulaştı. Bu eser basıldığı dönemde edebiyatımızı destanlar devrinden 1940 yılına kadar değerlendiriyordu. Kabaklı 1991 yılında, kitabının 1940-1990 yılları arasında eser veren şairleri ve eserleri değerlendiren 4. cildini yayımladı. 1994 yılında da yine aynı dönemin hikâye, roman ve diğer nesir yazarlarını ele alan 5. cildini çıkardı. “6. cilt ise (1930’lardan itibaren) fıkra, deneme, tenkit, inceleme, hatıra vs. gibi nesir türlerini içine alacaktır.” şeklinde hazırladığını duyurduğu eserin 6. cildini tamamlayamadı.
"Ahmet Kabaklı Kimdir? Sorusuna Ahmet Kabaklı 'Temellerin Duruşması' dır diyebiliriz."
Temellerin Duruşması, Ahmet Kabaklı’nın fikir alanında verdiği en önemli eseri olarak görüldü. Kitapta yer alan yazıların bir bölümü 1986-1989 yılları arasında Türk Edebiyatı dergisinde yayımlandı. Bu iki ciltlik eserin ilk cildinde, Ahmet Kabaklı bütünleştirici tarih anlayışını esas aldı ve Osmanlı Devleti-Türkiye Cumhuriyeti ilişkisini bu anlayış çerçevesinde değerlendirdi. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş temellerinin, iki bin yıllık tarihimizden süzülen değerlerle aynı olduğunu; ancak Cumhuriyet’in ilanından bir süre sonra bu temellerden sapmaların meydana geldiğini savundu. Eserin ikinci cildi Kabaklı’nın vefatından sonra Temellerin Duruşması–2/Gazi ve Atatürkçüler adıyla yayımlandı. Bu eser onun en fazla baskı yapan (Birinci cilt: 2018 yılı-36. Baskı, İkinci cilt: 2019 yılı-11. Baskı ) kitabı oldu.
Kabaklı, eserleri ve yazıları ile geçmiş ile gelecek arasında sağlam bir köprü kurmayı amaçladı. 1960 sonrası fikir hayatımızda da önemli bir yer edindi. “Milliyetçi-muhafazakârlığın organik aydını misyonunu ifa etti. Sağ aydınlar arasında birleştirici, organize edici ve adam yetiştirici roller üstlenerek bir birlik oluşturmaya çalıştı. Bu uğraşında kariyer olarak fazla öne çıkmadı. Bu tavrı onun saygınlığını artırdı” Bu düşünce etrafında faaliyet gösteren kişi ve kurumlara destek verdi. Aydınlar Ocağı’nın faaliyetlerine aktif olarak katıldı. Türk Dil Kurumu’nda 8 Kasım 1995 tarihinden itibaren asil üyelik yaptı.
Şeyhülmuharririn
Bürokrasi ve Biz kitabıyla Türkiye Millî Kültür Vakfı Ödülü’nü (1976); Bizim Alkibiades kitabıyla Türkiye Millî Kültür Vakfı Ödülü’nü (1977); Ülkücü Gazeteciler Cemiyeti’nden 1978-1979 yılı Fıkra Dalı Başarı Ödülü’nü; Sohbetler I ve Sohbetler II kitaplarında toplanan 1982 – 1983 yıllarında yayımlanmış yazılarıyla Türkiye Yazarlar Birliği Röportaj Ödülü’nü (1983); Temellerin Duruşması isimli eseri ile Türkiye Yazarlar Birliği Fikir Ödülü’nü (1989); Mevlânâ isimli eseri ile Selçuk Üniversitesi ve Konya Turizm Derneği ödüllerini aldı. 14 Aralık 1996 tarihinde Aydınlar Ocağı ve 55 gönüllü kuruluş tarafından kendisine “Şeyhülmuharririn” unvanı verildi.
Ahmet Kabaklı 1965 yılından itibaren milliyetçi-muhafazakâr kesim üzerinde gazete yazıları ve konferansları ile etkili oldu. Edebiyat tarihi, edebiyat yazıları, deneme, biyografi ve fikir kitapları ile eğitim çağındaki gençlik ve aydınlar üzerinde kalıcı izler bıraktı. Ocak 1972 tarihinde çıkarmaya başladığı ve vefatına kadar yöneticiliğini yaptığı Türk Edebiyatı dergisi yoluyla, milliyetçi-muhafazakâr kalemlere edebiyat dünyasında alan açtı. Pek çok şair, yazar, hikâyeci ve romancının yetişmesine imkân sağladı. [2]
Ölümü
17 Kasım 2000 tarihinde geçirdiği kalp rahatsızlığı sonucu hastanede tedavi görmeye başladı, 23 Aralık 2000 tarihinde eşi Meşkure Kabaklı’nın vefatından 47 gün sonra, 8 Şubat 2001 tarihinde öldü.
Adının yaşatılması adına Türkiye’de birçok ilkokul ve liseye Ahmet Kabaklı’nın adı verilmiş olup 2011 yılında ise Ahmet Kabaklı anısına İstanbul’un Fatih ilçesinde Ali Emiri Efendi Kültür Merkezi içerisinde kendi adını taşıyan ve içerisinde Ahmet Kabaklı’nın özel kitap koleksiyonu ve 30 bin civarında kitap bulunan bir kütüphane açıldı.
Ayrıca Elazığda Kredi ve Yurtlar Kurumu bünyesinde Ahmet Kabaklı Erkek Öğrenci Yurdu ismi verilen 2812 kişilik bir öğrenci yurdu açılmıştır. [3]
Eserleri
- Türk Edebiyatı (5 cilt)
- Kültür Emperyalizmi, 1970
- Müslüman Türkiye, 1970
- Mabet ve Millet, 1970
- Mehmet Âkif, 1970
- Yunus Emre, 1971
- Mevlâna, 1975
- Ejderha Taşı, 1975
- Bizim Alkibiades, 1977
- Ecurufya, 1981
- Sohbetler (2cilt), 1987
- Temellerin Duruşması, 1989
- Güneydoğu Yakından, 1990
- Şiir İncelemeleri, 1992
- Doğudan Doğuş, 1993
- Sultanü’ş-Şuara Necip Fazıl, 1995
- Şairi Cihan Nedim, 1996
Kaynakça
[1] YeseviÜniversitesi
[2] İslamAnsiklopedisi
[3] Wikipedia