Recaizade Mahmud Ekrem Şiirleri-Tahassür
Âh kim Pîrâye’min* işte bu yerdir meskeni!
Şu siyeh topraklar olmuştur o nûrun mahzeni.
Gelmedim on beş sene bilmem ne yanda medfeni.
Ey mezâristan bana ettirme âh ü şîveni!
Rahm edip âgâh edin ey servler, taşlar beni!
Bî-nişan terk eyledim eyvâh evlâdım seni!
Söyle yavrum eyleyim şâd-âb-ı giryem kâkini
Hangi topraktır senin örten vücûd-i pâkini?
Züldür on beş yılda bir kerre ziyâret kabrini.
Yok hicâbımdan taharriye cesâret kabrini.
Ger zaman ettiyse pâ-mâl-i hakâret kabrini,
Bir vazifeydi bana etmek imâret kabrini.
Bir avuç hâk-i mübârekten ibâret kabrini!
Eylemez kimse banâ hayfâ işâret kabrini.
Söyle yavrum eyleyim şâd-âb-ı eşkim hâkini
Hangi topraktır senin örten vücûd-i pâkini?
Hayf kim çok gördü sen nev-bâvemi devrân bana.
Vermedi bir gün der-âguş etmeğe meydân bana.
Olmadın yavrum niçin bir kerrecik handân bana?
Pek ağır geldi bugün bilmem neden hicrân bana?
Çâre-sâz ol bâri sen ey dîde-yi giryân bana!
Cây-gâhın söylemez mâdâm kabristân bana;
Söyle yavrum eyleyim şâd-âb-ı giryem hâkini
Hangi topraktır senin örten vücûd-i pâkini?…
(*) Şâirin doğar doğmaz ölen kızı.
Şiir Hakkında Bir Not :
Recâîzâde Ekrem, bir baba olarak çok acılar yaşamıştır. Dünyaya gelen üç evladı da vefat etmiştir. Kızı Piraye doğduğu gün vefat eder. Oğlu Emced üç aylıkken yatağa düşer ve bir daha ayağa kalkamaz. O da yirmili yaşlarda ruhunu teslim eder. Oğlu Nijâd ise, belki Ekrem’in en çok üzüldüğü evladıdır. Çünkü Nijâd, kabiliyetli ve gelecek adına ümit vadeden
bir çocuktur. O da yirmi yaşında bu fani dünyadan ayrılır. İşte, bir insan ve bir baba olarak başından geçenler onu, edebiyat hususunda neslinden farklı bir bakış açısına mecbur etmiştir. Zaman, çocuklarının ölümünden kaynaklanan acıyı hafifletecek yerde, her geçen gün bu acıyı derinleştirir.
Hayatını, ölülerine adayan Ekrem, zaten tabiatında da var olan münzeviliğin de tesiri ile duygu ve düşüncelerini edebiyatın diline taşır. Hayatı ve yaşadıkları ne kadar acı ise, icra ettiği sanatın dili de o ölçüde acıdır. Sadece şiirleri değil, edebiyat kuramına dair te’lifleri hariç, kanaatimizce, bütün eserleri, kederi, ebedî bir hüzne dönen bir babanın feryatlarıdır.