Abdülhak Hamit Tarhan Şiirleri-Hayd Park’tan Geçerken
Nedir mahv olmuş eş’ârım benim îcâd eder bir kuş?
Bütün şâirleri ahkâmına münkaad eder bir kuş?
Neden bilmem bugün kalbimde bir feryâd eder bir kuş?
Bu vîrân hâtırım bir fikr ile ber-bâd eder bir kuş.
Vurur feryâda bir yah-pâre bâd-i bâmdâd olmuş,
Perişandır tutarsan cümle heykeller remâd olmuş,
Zeval vermiş bahara, cûylar yek-ser cemâd olmuş,
Anın gelmiş ziyaret birle rûhun şâd eder bir kuş.
Tecessümler kılarken her cihetten serdi-yî firkat.
Düşerken pâre-yi berfe müşâbih girye-yî hasret.
Aceb kimden alıp kılmakta arz-ı müjde-yi vuslat,
Bahârı sevgilim senden mi istişhâd eder bir kuş
Seninle hem-demim bir sâha-yi beyzâda ben ey gül,
Gelir bir kûh-sâr-î manevîden bin dem-i bülbül,
Nic’olmuş altı ay zarfında yâ Rab gönce vü sünbül?
O meş’aller ki yâdımda bu şeb îkâd eder bir kuş?
Verir dehşet, bugün bir kabr-i seyyârım çemen-ber-dûş.
Eder tevhîş, esîr-i gurbetim, çıktım vatan-ber-dûş,
Bulutlar incimâd etmiş, ağaçlıklar kefen-ber-dûş,
Bakıp yıldızlara hayretle istib’âd eder bir kuş.
Ne anlarsın bu hâlimderı benim ey çehre yi rûşen?
Meserretten mi matemden mi bilmem ettiğim şîven?
Firâkıyle o hûr-i nazeninin azm ederken ben,
Bu hîçistân-ı nisyânı behişt-âbâd eder bir kuş.
Nedir? Mücrim değil, işkenceden dûrum fakat bed-baht
Dahîl-i cennetim, hem-sohbet-i hûrum fakat bed-baht
Saâdet-yâb-ı sıhhat, şâd ü mesrurum fakat bed-baht
Nasıl bir yâdigârın derdidir bu yâd eder bir kuş?
Bekâ-bahş-i fenâ bir savttır bu, âsumânîdir,
Ki her bir nağmesi bir şi’ir-i sâf-i bî-müdânîdir,
Bu ebyâtın, ki şâirlerce ser-tâ-ser meânîdir.
Ne mümkün bilmeden mefhûmunu inşâd eder bir kuş
Nasıl mümkün olur denmek onun zevkinde yok bir şey?
Figânı bî-sebebtir, hüzn ile şevkinde yok bir şey?
Sarây-ı pâdişâhı kim onun fevkinde yok bir şey,
Onun fevkinde istihzâ-yı istibdâd eder bir kuş.
Alır lezzet o bizlerden ziyâde âb-ı câriden,
Nesîm-î kûh-peymâdan, sehâibten, sahârîden;
Letâiften ne gördüyse bilip eltâf-ı Bârî’den,
Dıraht üstünde bir diğer kuşa ta’dâd eder bir kuş.
Verir dünyâya, ol ma’mûre-yi süflâya ulviyyet,
Verir vicdana, ol neş’et-geh-i edyâna emniyyet,
Verir insâna, ol hayvân-i pür-iz’âna hürriyyet,
Bu ser-bâzâne mantıklarla kim îrâd eder bir kuş.
Eser görmekteyim yâ Rab şu hayvancıkta şefkatten
Olur fikrimdeki mağrible bahis rûz-i hilkatten;
Aceb gönlüm müdür, me’yûs olup nûr-i hakikatten
Zalâm-i leylden karşımda istimdâd eder bir kuş.
Beni sen sevgilim ma’zûr gör, ma’zûr ü mecnûnum
Gözümden yaşlar akmakta fakat billâhi memnunum
Nasıl meh-tâba âşıksam sana ben öyle meftûnum
Habîr olsa bu hâlimden bana imdâd eder bir kuş.
Bugün bir makberin müştâkıyım ben eylerim feryâd
Seninçün de yarın hasretle etsin makberim feryâd
Onun gûşunda da bilmem olur mu sözlerim feryâd?
Nedir yâ Rab beni feryâd ile mu’tâd eder bir kuş?
Zemistân içre kalmış yâdigâr-i sayf-ı handândır,
Fenâdan bahs eder bir bülbül-i kudsî-yi rıdvandır
Berut’tan gelse lâyik, hüdhüd-i sâî-yi cânandır,
Beni îkâz için, ihya için bî-dâd eder bir kuş.
Değil ben, kaib-i hâmûşum değil ey zehre-yi esmer.
Senin mihrinle söz söyler bugün bir resm-i büt-peyker (*)
Sevâbitten inen nûra seni tercih eder yerler,
Mezâhirden çıkan rûhu sana isnâd eder bir kuş.
Meserret görmek istersen eğer ekdâr hâlinde.
Beni seyr et ki handanım ben âh ü zâr hâlinde.
Acep zihnimden istihraç edip eş’âr hâlinde
Alır fikrim benim, kendi gibi âzâd eder bir kuş.
Berîsin tâc-ı dânişten fakat pâyında yok bendin,
Aceb hürriyyeti, ey kuş, bu milletten mi öğrendin?
Bana öğrettiğin ilme aceb vâkıf mısın kendin?
Bütün insanlara ey arz-ı isti’dâd eder bir kuş!
Güzâr ettim bu gurbet-gehte birçok deşt ü deryâdan,
Ne gördümse, yazık, tefrik olunmaz şimdi ru’yâdan.
Fakat çıkmaz senin âvâz-ı hüznün gûş-i hülyâdan,
Ölürsem de olur ruhum benim feryâd eder bir kuş.
(Londra, 1888)
“Bir resm-i büt-peyker” statüyü (heykeli) ifâde eder gibi düşünülüp yazıldı ise de “Bir Heykel-i mermer” demek de olabilir (Şâirin notu).
Şiirlerinden Örnekler
Hayd Park’tan Geçerken
Makber
Bir Vaize Bir Mev’ize
Telâkiler
Kürsî-yi İstiğrak
Mâzî Yolcusuna Âti Yolu
Külbe-yi İştiyak
Ölü
Hacle
İstanbul Düşman İstilası Altında İken Çamlıca’da
Validem
Bir Sitare Altında
Bir Sefilenin Hasbihali’nden
Sahra Hoş-Nişinan
Şair-i Azam
Ziyaret