Rüştü Onur Kimdir?
Rüştü Onur Kimdir? 3 Ağustos 1920 tarihinde Devrek’te dünyaya geldi. Babası, bir köy öğretmeni olan Mehmet Emin Onur, annesi Fikriye Hanım’dır. Ailenin en büyük çocuğu olan Rüştü Onur’un Hüseyin ve Saffet adında iki erkek kardeşi vardır. İlk öğrenimini 1933’te Devrek’te tamamladıktan sonra Kastamonu’da başladığı ortaöğrenimini Zonguldak’ta Zonguldak Mehmet Çelikel Lisesi’nde sürdürdü. Vereme yakalandığı için 1938’de öğrenimine bir yıl ara vermek zorunda kaldı; ertesi yıl tekrar okula başlasa da artık okul havasından uzaklaştığı için öğrenimine devam edemedi. Okulu bıraktı ve “Maliye Varidat Memur Muavini” olarak Ereğli Kömür İşletmeleri’nde çalışmaya başladı. (1)
İstanbul’dan Zonguldak’a giderken Anafartalar Vapurunda Mediha Sessiz adında güzel bir kızla tanışır. Mediha’ya aşkının ifadesi olan duygulu mektuplar ve şiirler yazar. Önce nişanlanırlar sonra da 1942 yılında evlenerek, Beşiktaş’ta Mediha’nın evine yerleşirler. (2)
Hastalığının şiddetlendiği 1941-1942 yıllarını iş ve hastane arasında geçiren Onur, Zonguldak M. Çelikel Lisesi’nde bir sene öğretmenlik yapan Behçet Necatigil ve yakın arkadaşı şair Muzaffer Tayyip Uslu ile birlikte Zonguldak’ta çıkan dergi ve gazetelerde ve İstanbul’da yayımlanan Değirmen mecmuasında şiir ve yazılar yayımladı. Sağlığı kötüleşince İstanbul’a giderek Heybeliada’daki Senatoryumda tedavi gördü. (3)
Devrekli şair Rüştü Onur, 12 Eylül 1940’ta Necati Cumalı‘ya yazdığı mektubunda, “Ey benim mektuplarıyla huzur bulduğum ve avunduğum kardeşim. Şehir’de buluşacağız. Her ne pahasına olursa olsun Şehir çıkacak… Şehir okuyucu kitlesinin karşısına yeni bir atmosferle çıkacak” diyordu. Ancak Rüştü Onur, çıkarmayı çok istediği “Şehir” dergisini, ömrü yetmediği için çıkaramamıştı.(4)
Eşi İle Ayrılağa Dayanamayan Şair
Ne yazık ki bir talihsizlik sonucu eşi Mediha bir karın zarı iltihabı geçirir ve 12 Kasım 1942’de yaşamını yitirir. Bu ölüm Rüştü Onur’a çok fazla gelir. Eşinin ardından adeta canına kıyarcasına yaşamını boş verir.
Yaşama sevdiği karısından sonra ancak iki hafta dayanabilir. 2 Aralık 1942’de Beşiktaş’ta Şair Leyla Sokağı’ndaki evinde ciğerlerinden fazla kan gelmesi nedeniyle boğularak ölür.
Halen Ortaköy mezarlığında “Boğazın lacivert sularına bakan” bir sırtta eşiyle yan yana yatmaktadır. (5)
Şiirleri, üzerine yazılanlarla birlikte ölümünden sonra Salah Birsel tarafından Rüştü Onur (1956) adlı bir kitapta toplandı. Doğal insancıl duygularla ve yaşına göre yazdığı olgun ve başarılı şiirleriyle tanındı.
Turgut Uyar Muzaffer Tayyip ve Rüştü Onur’u şu cümlelerle tasvir eder:
“Muzaffer Tayyib de Rüştü Onur da daha çok dünyayı tanımanın, dünyayı tatmanın şaşkınlığı ve sevinci içindedirler. Çok şiir okumuşlardır, okumaktadırlar; sağlam sezgileri vardır. Yaşamayı severler. Delikanlılıklarının, şiiri delikanlıca sevmenin bütün tatları ve acemilikleri vardır şiirlerinde. İddiaları yoktur. Şiir okumanın ve dünyayı şiirden sevmenin verdiği rahatlıkla, kendilerini etkileyen her konuyu şiir haline getirirler. Tutsun tutmasın. Şiirleri, bir bakıma, alışılmış ölçüleriyle şiir değil bir çeşit hatıra defteri niteliğindedir; aslında bütün tatları da buradan gelir.” (6)
22 Şubat 2013’te vizyona giren Kelebeğin Rüyası isimli filmde Onur ve arkadaşı Muzaffer Tayyip Uslu’nun hayatı anlatıldı. Yılmaz Erdoğan’ın yönettiği filmde Rüştü Onur’u Mert Fırat canlandırdı.
Eserleri
Rüştü Onur (Ölümünden sonra yayınlandı, 1956)
Rüştü Onur,Yaşamı-Eserleri-Şiirleri, İbrahim Tığ, (Kurgu Kültür Yayınları 2010)
Rüştü Onur/Mektubun Avucumda, mektupları,şiirleri, İbrahim Tığ (Kaynak yayınları 2013)
Şiirleri
Denize Serenad
Memnuniyet
Nasip
Sen Varken
İtiraf
Şair Leyla Sokağı
Hülasa
Nasıl Geçmişti
Kaynak:
(1) antoloji.com
(2) Sözcü
(3) Wikipedia
(4) Pusula Gazetesi
(5) Sözcü
(6) Biyografya