Tarçın, Asya kültüründe geleneksel olarak hasat edilen bir ağaçtır. Tarihi 4000 yıl öncesine dayanan en eski bitkisel ilaçlardan biridir. Son dönemde yapılan çalışmalarda tarçının; güçlü antioksidan, antiinflamatuar, vasodilator(damar tıkanıklıklarını açan), antitrombotik, antiülseratif, antialerjik ve antibakteriyel özelliklere sahip olduğu gösterilmiştir (4,7-9).
Çalışmalar daha çok tarçının insülin direnci, metabolik sendrom ve Tip 2 Diabetes Mellitus gibi hastalıkların tedavi veya önlenmesindeki etkisi üzerinde yapılmıştır. Tip 2 Diyabet kompleks metabolik hastalıktır ve insülin direnci metabolizması tam olarak anlaşılamamıştır. Ancak insülin sinyal yolundaki hasardan kaynaklandığı bilinmektedir . Bunun sonucunda insülin direnci oluşmaktadır. Böylece hücreler tarafından glukoz kullanılamamakta, kanda glukoz seviyesi artmaktadır. Bireylerin diyet, obezite, genetik yatkınlık gibi faktörleri ile birleşince Tip 2 Diyabet meydana gelmektedir .
Yapılan çalışmalarda, tarçının bazı türlerinin insülin benzeri madde olarak hareket ettiği ve hücresel glukoz metabolizmasını uyardığı gözlemlenmiştir. Tarçının Tip 2 Diyabetin kontrolünü sağladığı kesin olmamakla beraber glukoz dengesini sağladığına dair güçlü kanıtlar vardır . Tarçında bulunan prosiyanidin tip A polimerleri, insüline hassasiyeti arttırarak etki gösterir. Tarçından elde edilen suda çözünen polifenol polimerlerinin insüline bağımlı glukoz metabolizmasını 20 kat artırdığını bulmuşlardır
Yapılan başka bir çalışmada tarçının farelerde glukoz ve insülin metabolizmasını geliştirdiği bildirilmiştir. İnsanlar üzerinde yapılan çalışmalar ise farklılık göstermekle beraber sağlıklı bireylerde tarçın tüketiminin olumlu etkilerinin olduğunu gösterilmiştir . 7 sağlıklı bireye 3 farklı oral glukoz testi uygulanmıştır. Buna göre bireyler 5 g plasebo, 5 g tarçın ve oral glukoz tolerans testinden 12 saat sonra 5 g tarçın tüketmişlerdir. Tarçın alan grupta toplam kan glukoz cevabında anlamlı derecede düşüş olmuş ve insülin duyarlılığı gelişmiştir. Bu deney göstermektedir ki insanlarda tarçın tüketimi kan şekeri kontrol ve insülin duyarlılığı için önemlidir. Yine aynı araştırmacıların 2009 yılında yaptıkları diğer çalışmada tarçının 14 günlük periyotlarda tarçın tüketiminin glukoz ve insülin hassasiyetinde gelişme meydana getirdiği gözlemlenmiştir . Yapılan başka bir çalışmada; tarçın tüketiminin 14 sağlıklı birey üzerinde mide boşalma hızı üzerindeki etkisi araştırılmıştır. 6 gram tarçın içeren puding tüketimi, gastrik boşalmayı yavaşlatarak tokluk kan glukoz seviyesini düşürmüştür . Fakat aynı etki 1 gram ve 3 gram tarçın tüketimi sonucunda gözlemlenmemiştir .
40 yaş üzerindeki 60 gönüllü hasta ile yapılmış plasebo kontrollü bir çalışmada, gönüllülere ilk 40 gün yemeklerden hemen sonra 1, 3 ve 6 g tarçın tozu verilmiş, sonraki 20 gün plasebo tedavisi uygulanmıştır. Tarçın ile tedavi edilen grubun serum glukoz düzeyleri %18-29 oranında düşmüştür. Tip 2 diyabetli 79 hasta ile yapılan 4 aylık süren diğer bir klinik çalışmada günde 3 g suda çözünen tarçın bileşeni tüketen hastaların açlık plazma glukoz seviyelerinde anlamlı düşüş olduğu görülmüştür.
HbA1C seviyesi 7 den büyük olan olan 109 Tip 2 diyabetli hastada 90 gün boyunca günlük 1 g tarçın kapsülü tüketiminin HbA1c seviyesini anlamlı derecede düşürdüğü tespit edilmiştir.137 Tip 2 Diyabet hastası 2 ay süreyle 500 mg tarçın kapsülü kullanımının açlık ve tokluk kan şekeri seviyesinde azalma meydana getirdiğini belirtmişlerdir.
Metabolik sendrom tanısı konmuş bireyler üzerinde yapılan bir çalışmada ise günde 500 mg tarçın kapsülü açlık kan glukoz seviyesinde olumlu gelişme sağladığı gösterilmiştir .
Fazla kilolu ve obez 22 hastada 12 hafta süreyle günde 2 kez 250 mg tarçın kapsülü tüketiminin açlık plazma glukoz seviyesini azalttığı gösterilmiştir
Yapılan çalışmalarda günlük tüketilmesi gereken miktar belirtilmemiştir. Ancak çalışmalardan elde edilen bilgilere göre ≥ 3 gram (1 çay kaşığı) tarçın tüketimi etkili olabilmektedir . Tarçının olumsuz yan etkisini gösteren çalışmalar yoktur. Hamilelerde kullanımının etkisini gösteren çalışmalar yoktur . Tip 2 Diyabetli olanlarda orta ya da hafif insülin direnci olan bireylere göre daha etkili olduğu belirtilmiştir.
Kaynak: Bozok Tıp Dergisi Cilt 2, Sayı 3, 2012