“Oyun böyle oynanır: Karşı tarafı doğru hamleyi kendisinin yaptığına ikna ederek.”
İnanılmaz sürükleyici bir film. Son ana kadar gizemini koruyan, nasıl oluyor da olaylar böyle gelişiyor sorusunu sürekli canlı tutan, pratik yaşamda göremeyeceğiniz şekilde adalet mekanizmasına sağlam göndermeler yapan, değer-mekanizma ilişkisini sorgulayan bir film.
İnsanoğlunun klasik adaleti yeterli bulmayarak kendi adaletini uygulama çabasını farklı bir şekilde tekrardan konu edinen Adalet Peşinde filmi oyuncu kadrosu ile dikkat çekiyor. İki saat bir çırpıda geçiyor. Başarılı bir aksiyon-gerilim. Belki bir klasik değil ama uzun süre hafızalarda kalacak olanlardan. Adaletin sağlanmadığını düşünen bireyin, kendi başına adaleti sağlamaya çalışması. Bu sefer karakterimiz oldukça zeki ve stratejik olarak yaptığı hamleler ile, aslında tutuklanmış olsa dahi eylemlerini gerçekleştirebiliyor. Finalde ne olacağı büyük bir soru işareti olarak film boyunca akıllarda yer ediyor. Film biterken bir yandan da seyirciye uçsuz bucaksız bir tartışma konusu vermiş oluyor. İyilik-kötülük-adalet kavramlarının çizgilerinin aslında ne kadar ince çizilmiş olduğuna bir kez daha tanık oluyoruz. Hareketli ve sürükleyici bir film arayanlar için biçilmiş kaftan. Filmi izlediğiniz süre zarfı boyunca, adeta insan beyninin mükemmelliğine şahit oluyorsunuz. Her yönüyle bütün ihtimallerin düşünüldüğü ve bunların olasılıklarının hesapladığını, çok iyi kurgulanmış güzel bir çalışma.
Filmin Konusu: Clyde Shelton (Gerard Butler) evine yapılan bir soygun girişimi sırasında eşini ve kızını kaybeden dürüst bir aile babasıdır. Artık bundan sonraki yaşamının sadece tek bir amacı vardır: İntikam! Kör adaletin gözünü bizzat kendi elleriyle açmaya karar vermiştir. Katiller yakalandığında, davaya Philadelphia’da başarılı bir savcı olan Nick Rice (Jamie Fox) atanır. Nick, zanlılardan birine, suç ortağının aleyhinde ifade vermesine karşılık hafif bir ceza önerir. Aradan on yıl geçer. Hafif cezayla kurtulmuş olan katil ölü bulunur ve Clyde Shelton soğukkanlılıkla suçu işlediğini itiraf eder. Sonra Nick’e bir ültimatom verir: Nick kusurlu adalet sistemini düzeltmediği takdirde, Shelton’ın eşinin ve karısının cinayet davasında yer alan kilit isimler ölecektir. Çok geçmeden, Shelton tehditlerini yerine getirmeye başlar ve hapisteki hücresinden ne öngörülmesi ne de önlenmesi mümkün olan görkemli ve acımasız bir dizi suikast organize eder. Philadelphia’nın önde gelen isimleri Shelton tarafından birer birer öldürülürken, yetkililer bu terör dalgasına son veremedikleri için şehirde korku hüküm sürmeye başlar. Cinayetleri durdurabilecek tek kişi Nick’tir.
Yazan : Ersin