Dünyanın 100, Avrupa, Ortadoğu ve Afrika pazarının (EMEA) ise 55 ülkesinde faaliyet gösteren Citi Group, fiziki şube veya iştirakinin olmadığı, ancak kurumsal bankacılık hizmeti sunduğu 60 ülkeyi Citibank Türkiye CEO’su Serra Akçaoğlu’na bağladı. Citi, Türkiye’deki bir genel müdürüne ilk defa bölge görevi verirken, Akçaoğlu ayrıca EMEA yönetim kurulu komitesinin bir üyesi olmaya devam edecek.
Citibank Türkiye Genel Müdürü Serra Akçaoğlu, DÜNYA’ya bilgi verirken “Citi, bu 60 ülkenin önümüzdeki dönemde gelişme potansiyeli olduğuna inanıyor. Bunların büyük kısmı daha çok geleceğin ‘gelişmekte olan ülke’ adayları. Bugünden bu ülkelere yatırım yapıyor” dedi. Citi Group bünyesinde ilk kadın ve ilk Türk genel müdür unvanına sahip olan Akçaoğlu, ilk bölge görevini de alırken bu ülkelerde Türkiye arasındaki ticaret ve yatırım potansiyelini de artırmak için çalışacaklarını aktardı.
İstanbul, Citi için ilk kez yönetim üssü haline gelirken, Citi’nin şubesi olmayan ülkelerinin EMEA Başkanı olan Akçaoğlu 60 pazardan sorumlu yöneticilere liderlik etmiş olacak. Bu pazarlar için strateji oluşturulması ve faaliyetlerin büyütülmesi için çalışmaya başladıklarını aktaran Serra Akçaoğlu, mevcut durumda bu ülkelerde kamu kurumlarından, bankalara, büyük yatırımcılara kadar çalışıldığını da belirtti. Akçaoğlu şöyle devam etti: “Her bir ülkenin ayrı ayrı hedefi var. Ülke ülke inceliyoruz. O ülkelerde ne iş yapıyoruz, ne iş yapabiliriz. Citi bu 60 ülkede daha nasıl büyüyebilir diye bakıyoruz. Diğer taraftan da Türk müşterilerimizle 60 ülke arasında yaratabileceğimiz sinerjiyi araştırıyoruz. Büyük yatırımcılarıyla tanışacağız ve onları Türkiye’ye de getirmeyi planlıyoruz.”
Türkiye’de uygulanan birçok finansal çözüm önerisini bu ülkelere de taşımak istediğini söyleyen Serra Akçaoğlu, “Tedarik zinciri ve dış ticaret açısından Türkiye’nin model alınabileceği çözümlerimiz var. Ayrıca biz Türkiye’de PTT’nin şubelerini kendi şubelerimiz gibi kullanıyoruz. Gerçek zamanlı, online bağlantımız var. Aynı modeli o ülkelerde hayata geçirebilirmiyiz diye bakacağız. Oradaki yerel bankalarla ilişkimizi kuvvetlendirmek istiyoruz. Citibank Türkiye’de çalışan arkadaşlarımızın da bölge görevi olmasını da hedefliyoruz” bilgisini verdi.
Söz konusu ülkeler Afganistan, Azerbaycan, İzlanda, Hırvatistan, Kırgızistan, Litvanya, Slovenya, Beyaz Rusya, Güney Sudan, Türkmenistan, Makedonya, Özbekistan, Sırbistan, Vatikan, Orta Afrika Cumhuriyeti, Malta, Moldovya, Libya, Gürcistan, Bosna, Umman, Arnavutluk, Filistin, Estonya, Etiyopya, Andora, Andorra, Benin, Botswana, Brundi, Burkina, Cape Verde, Cha, Madagaskar, Cong, Djibout, Eritre, Gibralar, Gibraltar, Guernsey, Gine, Man Adası, Latvi, Lesotho, Lihtenştayn, Liberi, Liby, Malaw, Moritanya, Mali, Karadağ, Nmibis, Nigeri, Rwanda, San Marino, Sierra Leone, Soa Tome and Principe, Swazilan ve Tog olarak sıralanıyor.
Farklı yatırımcı gruplarından ilgi var
Citibank, Türkiye’de kurumsal ve ticari bankacılık hizmeti verirken aynı zamanda uluslararası yatırımcılara saklama hizmeti de veriyor. Sadece doğrudan yatırımda değil portföy yatırımı tarafında aktif bir banka. Dolayısıyla yabancı yatırımcının portföy tarafındaki iştahını sorduğumuzda Akçaoğlu, farklı yatırımcıların ilgisini gördüklerini söyledi.
ABD’de beklenildiği kadar faiz artırımı olmayacağı işaretinin gelişmekte olan ülkelere yatırım yapan portföy yatırımcısının iştahını kabarttığına da işaret eden Akçaoğlu, yılbaşından bu yana Türk Borsası’na 1 milyar dolarlık hisse senedi yatırımı geldiğini de belirtti. Bu akımda Merkez Bankası’nın kararlarının etkili olduğunu belirten Akçaoğlu, “Portföy yatırımcısı reel getiriye bakıyor. Şu anda da yüzde 1 civarında reel getiri var. İkincisi BİST’e kote hisse senetlerinin ucuz olduğunu görüyorsunuz. Risk/ getiri oranında Türkiye cazip yatırım imkanları sunuyor. Ayrıca Türkiye ekonomisinde orta- uzun vadede dayanıklı bir ekonomi olduğunu kanıtladı. Baktığınızda son bir yılda bu kadar çok gelişme yaşanmasına rağmen ne kadar dayanıklı olduğumuzu da yatırımcılara gösterdik” değerlendirmesini yaptı.
Akçaoğlu, Türk bankacılık sektörünün bu dönemde 2 milyar dolarlık bono ihracına imza attığını Hazine’nin ihraçlarına yatırımcı ilgisinin yüksek olduğuna da vurgu yaparak “Yatırımcı tabanına baktığınızda da bu yıl farklı yatırımcıların resme girdiğini gördük. Bono işlemlerinde geleneksel ABD ve Avrupalı yatırımcıların yanı sıra Asya’dan da özellikle Hindistan’dan farklı yatırımcılar geldi. Bizde Citi olarak sendikasyon ve tahvil pazarında çok aktifiz” diye konuştu.
Reformlara ve enflasyona odaklanmalıyız
“Türkiye hikayesi”ni destekleyecek ve yatırımcı tabanını güçlendirecek Türkiye açısından en önemli ödevin ne olduğunu sorduğumuzda ise Akçaoğlu şu noktalara dikkat çekti: “Önümüzdeki dönemde enflasyona odaklanmamız ve tek hanelere düşürmemiz lazım. Kamu-özel sektör eliyle hep birlikte yapılacaklar var. Bununla birlikte açıklanan reform paketi gerçekten çok iyi düşünülmüş bir paket ve bunun ivediklikle yürürlüğe konulması lazım. İthalatımızı düşürmemiz, ihracatımızı artırmamız şart. Ama her halükarda en önemli ödevimiz reformları bir an önce yürürlüğe koymak olmalı. Eğitim reformu, esnek iş gücü piyasasını destekleyecek, kadın istihdamının artırılmasına yönelik tüm reformlar önemli.”
Citibank olarak son 7 yılda Türk bankacılık sektöründe kendilerini farklı bir şekilde konumlandırdıklarına da değinen Akçaoğlu, “Müşterinin önderlik ettiği inovasyonu yaşıyoruz. Sisteme katma değer yaratan bankanın öne çıktığı bir dönemin içinden geçiyoruz. Dolayısıyla devamlı ‘müşterinin ihtiyacı ne? Ülkenin ihtiyacı ne?’ diye bakıyor olmanız lazım. Bu nedenle de hep, ‘Türk müşterisinin ihracatına nasıl destek oluruz, dünya tedarik zincirinden daha fazla payı nasıl alabiliriz’ penceresinden dünyaya bakıyoruz. Çünkü, Türk müşterisinin ihtiyacı daha fazla global marka haline gelmek. Türkiye, daha fazla sektörde bölge merkezi haline gelebilir. Bu bakışla 7 yıl önceye göre çok farklı bir noktaya geldik. Müşteri penetrasyonumuz arttı” açıklamasını yaptı.
Geçtiğimiz yıllarda Citi’nin Afrika’daki genel müdürlerini Türkiye’den o bölgeye ihracat yapan ya da yapmak isteyen müşterileriyle bir araya getirdiklerini hatırlatan Akçaoğlu, bu toplantıları tekrarlayacaklarını da belirtti. Bugünde isteyen her müşterilerini tepe yöneticilerle anında görüştürdüklerini de ifade eden Akçaoğlu, “Bu işe daha fazla ağırlık vermeye başladık. Müşterilerimizi daha fazla dünyaya açmayı hedefliyoruz” dedi.
Dünya ticaretindeki dinamikler değişiyor
Dünya ticaretinin yeniden şekillendiğinin altını çizen Serra Akçaoğlu, ülkelerin koruma duvarlarını yükseltme trendine girdiğine değinerek “Ülkeler artık vergileri nasıl azaltırım, yatırımları nasıl artırırım’ diye çabalıyor. Bu da dünyadaki dış ticaretin önümüzdeki dönemde yeniden şekillenmesine neden olabilecek” dedi. Türkiye’de sektör yelpazesinin geniş olduğunu ve bu sektörlerin dünya ticaretinden ve dünyadaki tedarik zincirinden aldığı payı artırmak gerektiğine vurgu yapan Akçaoğlu, “Türkiye ekonomisindeki sektör çeşitliliği büyük resme önemli bir katkı yapıyor. Bir sektörde yaşanan duraklama bir başka sektördeki büyüme ile kompanse edilebiliyor. Türk ekonomisi bu özelliği ile de uluslararası yatırımcı açısından önemli bir hikaye sunuyor. Türkiye’nin bağlantıda olduğu pazarlar çok geniş. Türk girişimcisi için artık pazar, tüm dünya” dedi.
18 Temmuz sabahında piyasanın açılmasına inanmadılar
15 Temmuz darbe girişimi sonrası yüzlerce yatırımcının kendilerini aradığını anlatan Serra Akçaoğlu, arayan her yatırımcının da ‘mümkün değil, pazartesi günü piyasalar açılamaz değil mi’ diye sorduğunu belirterek “Biz de denetim kuruluşlarını aradık emin olalım diye. Hepsi dediler ki ‘piyasalar açılacak. Yatırımcılara dedik ki ‘pazartesi hiçbir şey olmamış gibi piyasalar açılacak’. İnanamadılar, İyimser konuşuyor diye düşündüler. Ama pazartesi sabahı geldiğimizde her şey tıkır tıkır işliyordu. Yatırımcı için bunlar önemli” diye konuştu.
Yatırımcı ‘Süpriz’ sevmiyor
Serra Akçaoğlu aynı zamanda Amerikan Şirketler Derneği’nin de başkanı. 130’a yakın üyesi olan dernek üyelerinin Türkiye’deki yatırımlarının yaklaşık 50 milyar dolar olduğunu belirtiyor. Yatırımcı en çok ne istiyor’ dediğimizde Akçaoğlu, “Gelişmekte olan ülke yatırımcısı bu ülkelerin getiri kadar riskte sunduğunu, volatilitenin yüksek olduğunu biliyor. Yatırımcı sürpriz istemiyor. Geçmişe yönelik uygulama görmek istemiyor. Türkiye bu açıdan da avantajlı.
Biz Türkiye’de bir sabah uyanıp geçmiş 10 yıla yönelik bir uygulamaya gözümüzü açmıyoruz. Artı yatırımcı şeffaflık arıyor. Diyaloğ ve açık kapı bekliyor. Yatırımcı sorusu olduğunda telefon açabilmek, telefon açtığında cevap alabilmek istiyor. Aldığı cevabında uygulandığını görmek istiyor. Sürpriz istemiyor. Yatırımcıya öngörülebilirlik sunabildiğimiz sürece yatırım ayırabiliyor” dedi.
Dünyada 100’ün üzerinde ülkede faaliyet gösteren Citi, 19 farklı ülkede de bireysel bankacılık hizmeti sunuyor. Günümüzden 205 yıl önce 1812 yılında kurulan bankanın genel merkezi New York’ta. Türkiye’de ise 1975 yılından beri faaliyet gösteriyor.