Tevfik Fikret’in Sis Şiirinin Tahlili
Tevfik Fikret’in Sis Şiirinin Tahlili şöyledir. Tevfik Fikret Sis şiirini 1901 yılları başında yazar. Yazılış hikayesi Ruşen Eşref tarafından, Tevfik Fikret’ten dinlediği şekliyle şöyle anlatılır:
“Bir vaktin coşkun ve genç hürriyetperver ruhlarına en âteşîn bir hitap kuvvetiyle tesir eden ‘Sis’i de Hisar’daki yalısında yazdığını söyledi. O sıralarda bir polis her gün evini göz altında bulundururmuş, rutubetli bir şubat günü sis denize olanca kesâfeti ile çökmüş. Akşama kadar suların üstünden sıyrılamamış.Polisin duvarı ile sisin duvarı arasında kalan şair, o gün bütün bir devri bütün dertleri ile duymuş!
Kırk dört mısradan oluşan şiir, İstanbul üzerideki sis kadar İstanbul hakkında olumsuz bir intiba uyandırır. ‘Sis’i yazıncaya kadar bedbînlik ve ümitsizliğini umumi hayat temi ve bazı sembollerle ifade eden Fikret, ‘Sis’ ile bütün ıstıraplarının kaynağı saydığı İstanbul’a döner. Daha sonra kaleme aldığı Tarih-i Kadim şiirinde aynı karanlık görüş, bütün insanlık tarihine yayılır. Fikret, Meşrutiyet’ten sonra umumî coşkunluğun tesiriyle ümit verici bazı prensiplere ulaşır. ‘Haluk’un Defteri’ ve ‘Şermin’ adlı eserlerinde bulduğu yeni inançları anlatır.
Tasvirlerle birlikte tablo altına şiir yazma gücünü ‘Sis’ şiirinde de kanıtlamış olan Fikret, sisli İstanbul’u bütün güzelliklerden sıyırarak sadece bulanık görüntüsüyle anlatmıştır. Şair gördüğü manzarayı ruhunun karanlıkları ile birleştirip bütün beyazlıkları yıkarak şiirini gri bir rengin havasıyla boyamıştır. Mizacı itibariyle hiç bir ahlaksızlığa katlanamayan Fikret, bu kötü manzarayı güzel fahişe sembolüyle anlatmıştır.Bu da onun nefretinin,hiddetinin büyüklüğünü kanıtlar.‘Ey’ nidasıyla ifadelerini daha coşkulu ve daha etkileyici hale getiren şair, yaptığı tekrarlarla manzarayı güçlü bir şekilde gözler önüne serer.
(…)
Ey şâ’şaanın, kevkebenin mehdi, mezarı Şarkın ezelî hâkime-i câzibedârı (…)
Ey debdebeler, tantanalar, şanlar, alaylar Katil kuleler, kal‘alı zindanlı saraylar
Anlaşılıyor ki Fikret kendini bu şehrin dışında bu kötülük tablosundan uzak hissetmektedir. Bu da onun o döneme ve İstanbul’a çekildiği inziva köşesinden baktığını göstermektedir.
Şiirlerinden Örnekler
Kimseden Ümmîd-i Feyz Etmem
Ömr-i Muhayyel
Sen Olmasan
Doksan Beşe Doğru
Haluk’un İnancı
Ağustos Böceği İle Karınca
Balıkçılar
Yağmur
Tarih-i Kadim
Sis
Bana Kimsin Diye Sorma Meleğim
Han-ı Yağma