100 Nolu Kasa Hesabı
1 Sıra No’lu Muhasebe Uygulama Genel Tebliğine göre 100 Nolu Kasa Hesabı işletmenin elinde bulunan ulusal ve yabancı paraların TL karşılığının izlenmesi için kullanılır.
Tahsil olunan para tutarları borç, ödemeler ve bankaya yatırılan para tutarları alacak olarak kaydedilir. 100 Nolu Kasa Hesabı aktif karakterli bir hesaptır. Hesap daima borç bakiyesi verir veya sıfır olur.
Kasa hesabı gerek gün sonunda gerekse de yıl sonunda hiçbir şekilde alacak bakiyesi vermez. Danıştay Dördüncü Dairesinin 22-12-1986 tarih ve 1986/4119 Karar No’lu kararı ile kasa hesabının alacak bakiyesi vermesi re’sen tarh nedeni olarak kabul edilmiştir.
Kasada döviz cinsinden paralar da takip edilebilir. Döviz cinsinden paralar Kasa da TL karşılığı ile kaydedilir. Yabancı paraların ayrıca nazım hesaplarda takip edilmesi gerekir.
Kasa Hesabının İşleyişi
Kasa Hesabındaki artışlar için tahsilat makbuzu azalışlar için tediye makbuzu düzenlenir. Kasa hareketlerine örnekler aşağıda gösterilmiştir.
Borç | Alacak |
Bankadan kasaya virman yapılması | Kasadan bankaya virman yapılması |
Müşterilerden çek ve senetlerin tahsilatı | Verilen çeklerin nakden ödenmesi |
İş avansının alınması | İş avansı verilmesi |
Alıcılardan nakden tahsilat yapılması | Satıcılara nakden ödeme yapılması |
Ortaklardan nakden borç alınması | Ortaklara nakden borç verilmesi |
KASADAN YAPILAMAYACAK TAHSİLAT VE ÖDEMELER
Aşağıda sayılan ödeme ve tahsilatların nakden kasadan yapılmamaları gerekir
- 268 seri numaralı “Gelir Vergisi Genel Tebliği” ile kira tahsilat ve ödemelerinin Banka ve PTT idarelerince düzenlenen belgelerle tevsiki (İspatlama) zorunlu hale getirilmiştir.
- 5754 sayılı kanuna göre 5 ve üzeri personele sahip işyerlerinin ücret ve ücret benzeri ödemelerinin Banka ve PTT idarelerince düzenlenen belgelerle tevsiki (İspatlama) zorunlu hale getirilmiştir.
- 459 Sıra Nolu Vergi Usul Kanunu Tebliği ile 7.000 TL ve üzeri tahsilat ve ödemelerin aracı finansal kurumlar kanalıyla yapılması ve bu işlemlerin söz konusu kurumlarca düzenlenen belgeler ile tevsik edilmesi zorunludur.
ÖRNEK YEVMİYE KAYITLARI
A işletmesi 02.03.2021 tarihinde banka hesabına 1.000,00 TL yatırmıştır.
04.03.2021 tarihinde müşterilerinden 2.800,00 TL tahsil etmiştir.
05.03.2021 tarihinde tedarikçi firmalara 1.600,00 TL ödeme yapmıştır.
06.03.2021 tarihinde işyeri ortaklarından Bay A’ya 2.000,00 TL ödeme yapmıştır.

DEĞERLEME İŞLEMİ
İşletmenin kasasında mevcut olan yabancı paralar (döviz cinsinden varlıklar) kasaya girdikleri tarihteki kur üzerinden TL olarak Kasa Hesabında takip edilir. 900 nolu Nazım Hesaplarda ise döviz cinsinden değerleri takip edilir.
Yabancı paralar için değerlemeye esas alınacak kurların tespitinde 130 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ve 217 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği gereğince, değerleme günü itibarıyla Hazine ve Maliye Bakanlığınca kurlar ilan edilir. Bakanlıkça kurların ilan edilmediği durumlarda T.C. Merkez Bankasınca ilan edilen kurlar esas alınır.
Bu şekilde yapılacak değerlemelerde efektif cinsinden yabancı paralar için efektif alış kuru (efektif alış kurunun bulunmaması halinde döviz alış kuru), döviz cinsinden yabancı paralar içinse döviz alış kuru uygulanır.
Değerleme işlemi sonucunda oluşan kur farkları pozitif yönde (kur yükselmiş ise) gerçekleşirse 646-Kambiyo Karları hesabında, negatif yönde (kur düşmüş ise) gerçekleşirse 656-Kambiyo Zararları hesabında takip edilir.
Kur değerleme işlemlerinin ayrıntısına 646 ve 656 nolu hesapların anlatımında yer verilmiştir.
KASA DA OLMASI GEREKEN NAKİT PARA TUTARI NE KADAR OLMALIDIR?
Kasada olması gereken nakit para her işletme için farklı olabilir. Fakat günümüzde bankacılık ve ödeme araçları sisteminin gelişmiş olması, 459 Sıra Nolu Vergi Usul Kanunu Tebliği ile 7.000 TL ve üzeri tahsilat ve ödemelerin aracı finansal kurumlar kanalıyla yapılması sebebiyle kasa da şişkin miktarda nakit para bulunması vergi inceleme elemanlarınca tenkit konusu olabilir.
Kasada gün sonunda yahut yıl sonunda olması gereken tutarın kasada mevut olmaması hali, kasadaki nakit paranın işletme ortaklarınca işletmeden çekildiği şeklinde yorumlanacak olup, böyle bir durumun varlığı halinde işletme lehine ortaklar aleyhine adat yöntemiyle faiz hesaplanması, hesaplanan faiz tutarının muhasebe kayıtlarına gelir olarak kaydedilmesi gerekmektedir.